Page 41 - YKBK02
P. 41
Başkent
Üniversitesi
Sanat Tarihi ve
Müzecilik Ana
Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Billur
Tekkök Karaöz,
Çalışmalarına
Dair Detayları
Anlatıyor…
Arkeoloji çalışmalarınız nasıl başladı?
1979’da TED Ankara Koleji’nden mezun olduktan sonra babamın arkeoloji
tutkusundan etkilenerek Ankara Üniversitesi Klasik Arkeoloji Bölümü’nde
lisans programına başladım. Hacettepe’de Arkeoloji Sanat Tarihi yüksek
lisansı yaptıktan sonra doktoraya başladım. Amerika’da bir bursla Missouri
Columbia Üniversitesi’nde önemli bir akademisyenle çalıştım, özellikle antik
çağ seramiklerine odaklandım. Türkiye’ye dönüp öğrenci yetiştirmek ve
ülkeme hizmet etmek istedim, 2001 yılında Cincinnati Üniversitesi Arkeoloji
Bölümü’nde Araştırma Doçentliği yaptım. 2005’ten bu yana Başkent
Üniversitesi’nde akademik çalışmalarımı yoğun bir tempoda sürdürüyorum.
Gökova’yla ilgili çalışmalarınızın ilk adımı ne oldu?
Gökova’daki çalışmalarım, Idyma Antik Kenti’ne yaptığım ziyaretle başladı.
Orada, neden bu bölgeyi araştırmadığımı soranlar oluyordu, bununla
birlikte Idyma’yı çalışmaya başladım; kentin kronolojisine dair makalelerim
yayınlandı. Öğrencilerim ve meslektaşlarım, kendi alanlarının olmamasını
sorgulayınca aklıma Keramos geldi. Bu fikir hiçbir plana dayanmıyordu,
sadece içimden gelmişti. Ancak Gökova’nın su kaynaklarıyla ilgili bilgiler
ve körfezin jeolojik yapısı, bana Keramos’un bu bölgede önemli bir çalışma
alanı olabileceğini düşündürdü. Gökova’nın zengin doğal kaynakları ve
stratejik konumu, Keramos’u araştırmak için uygun bir seçenek haline getirdi.
Başvurumun kabul edilmesiyle iki yıl önce Keramos projesine başladım.
Bu çalışma için öngördüğünüz bir süreç var mı?
Keramos, Efes gibi; 100 yıl kazılır. Gökova’nın zengin arkeolojik potansiyeline
yoğunlaşan çalışmalarımız, bölgedeki antik kentleri ortaya çıkarmak ve bilim
dünyasına kazandırmak için devam ediyor. Bakacak Tepesi’nde bulunan
Karyalı Zeus Birliği gibi önemli yapılar, bize Karya’daki dini pratikler hakkında
önemli ipuçları sunabilir. Ancak Keramos’un çevresindeki tahrip edici
faktörler, bölgede arkeolojik kalıntıların korunmasını zorlaştırıyor. Muhtarlık ve
yerel yönetimlerin bilinçli çabaları, antik kentin korunması ve potansiyelinin
değerlendirilmesi açısından çok önemli. Bu çalışmaların desteklenmesiyle
Gökova’nın kültürel ve çevresel zenginlikleri korunarak gelecek nesillere
aktarılabilir.
39
39